16 Mayıs 2009 Cumartesi

MATEMATİK

İki bilinmeyenli en birinci dereceden bir denklemin x'i ve y'si olmaya adaydık. İntegralini alıp kurmaya çalıştığımız hayatta hep güzel şeyler hayal etmiştik. Türevi basit bir yaşamın yakınsak dizisi olmayı başarmıştık sonunda. Birlikteliğimizin sonsuz limitlerinde heyecanlanmak istediğimiz biran üçüncü boyuta geçip z bilinmeyenine isim vermiştik. Bu yeni bilinmeyenle birlikte kartezyen uzayımızın vektörel denklemlerini oluşturmaya gelmişti sıra. Yeni bir doğrultuda birbirimize göre simetriler alarak yeniden inşa etmiştik geometrimizi. Noktaları olduğumuz bu yeni yaşam tarzının birbirinden bağımsız aksiyomlarına göre dizilmiştik. Günler, aylar, yıllar derken birden lineer bağımsız bir denklem sisteminin içinde buluverdik kendimizi. Bu koşuşturmanın içinde karmaşıklıktan sıkılıp matris satırlarına dizdik kendimizi ve bununla da yetinmeyip birbirimizin katlarını alıp yine birbirimize ekledik yılların vermiş olduğu yorgunluktan kurtulmak için.



En nihayetinde karma çarpımlardan oluşan bu hayatta iyi sıralı bir küme olmayı başarmıştık. Öyle muntazam zincirler oluşturmuştuk ki sürekli bir fonksiyon tadında isimlerimizi yazdırmıştık tarihimizin altın teoremleriyle. İşte o an ölümsüz olmuştuk, aynen MATEMATİK gibi.